71. Verem Eğitimi Ve Propaganda Haftası
28 Şubat 2020

Hava yoluyla bulaşan ve akciğerler başta olmak üzere tüm organları tutabilen verem (tüberküloz) hastalığı ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa karşı toplumun bütün kesimlerinin dikkatinin çekilmesi amacıyla Ülkemizde her yıl Ocak ayının ilk Pazar günü ile başlayan hafta (bu yıl 07-13 Ocak 2018 tarihleri arası) “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” olarak belirlenmiştir.

Sağlık Bakanlığı ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içerisinde tüberküloz kontrol çalışmalarını, Tüberkülozu Bitirme Stratejisi (End TB) çerçevesinde kamunun yanında özel sektör, sivil toplum örgütleri ve gönüllü kuruluşlarla birlikte yürütmektedir. Önümüzdeki yıllarda da tüberküloz kontrol programı, tüberküloz eliminasyonunu hedefleyecek şekilde güçlendirilerek sürdürülecektir.

Ülkemizde yürütülen başarılı kontrol çalışmaları ile tüberküloz hasta sayısı her yıl yaklaşık %6-7 oranında azalmaktadır. 2005 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam tüberküloz hasta sayısı 20.535 iken, 2016 yılında 12.417’ye düşmüştür.

Ülkemizde tüberküloz hastalığının teşhis ve tedavisi tüm sağlık kuruluşlarında ücretsiz olarak yapılmaktadır. Tüberküloz ve dirençli tüberküloz hastalarının tedavisinde kullanılan birinci ve ikinci seçenek tüberküloz ilaçları, Bakanlığımızca temin edilerek ücretsiz olarak hastalara ulaştırılmaktadır.

Dünyada bir ilk olarak ülkemizde psiko-sosyal ve mali kayıp yaşayan tüberküloz hastalarına destek olmak amacıyla 2017 yılında Bakanlığımızca proje hazırlanmış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte çalışma yürütülmüştür. Bu çalışma kapsamında iki Bakanlık arasında protokol imzalanmış olup 2018 yılı Ocak ayından itibaren ekonomik ve sosyal kriterlere uyan,  kesin tanı konulmuş tüberküloz hastalarına psikologlar ve sosyal çalışmacılar tarafından psiko-sosyal destek verilecektir. Ayrıca bu hastalara hayatlarını kaliteli bir şekilde sürdürebilmeleri için nakdi yardım verilmeye başlanacaktır. Bu yardımlar hastalığın tedavisinin bitiminden 6 ay sonrasına kadar devam edecektir. Hastalar Bakanlığımıza bağlı verem savaş dispanserleri tarafından, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına bizzat dilekçe ile başvurmaları için yönlendirilecektir. Başvuruları incelenen ve yardıma uygun bulunan hastalara aylık nakdi yardımlar maaş kartı yolu ile verilecek ve yardımın devamı hastanın tedavisine uyum şartı ile olacaktır. Yakın zamanda ihtiyacı olan hastaların nasıl başvuru yapacağı ile ilgili duyurular her iki bakanlık aracılığı ile yapılacaktır.

VEREM HASTALIĞININ ETKENİ; Veremin etkeni “Mycobacterium tuberculosis” basilidir. Uzun sürede çoğalır, kültürde 2-6 haftada üreyen ve oksijenli ortamda yaşayan bir basildir. Özel boyama yöntemi ile boyanır. Asit ile boyayı vermediğinden aside dirençli basil (ARB) denilir.

VEREMİN BULAŞMASI; Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Basil hava yolu ile bulaşır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. Balgam yayması (ARB) pozitif bulunan ve akciğerinde kavitesi (yara-kovuk) olan hastalar daha fazla basil saçarlar. Basil kaynağı ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması bulaşmada önemlidir. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.

VEREM ENFEKSİYONU VE HASTALIĞI; Verem enfeksiyonu, basilin vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir. Bu, bir hastalık durumu değildir. Vücutta verem basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur. Vücut direnci düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açabilir. Verem enfeksiyonu olan insanların yaklaşık %10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığı gelişir.

Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır. HIV/AIDS vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Bunun dışında şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düşük olduğundan hastalanma fazla olur. Verem hastalığı vücudun bütün organlarını tutabilir ancak en çok akciğerlerde görülür (%60-70). Hastalığın tuttuğu diğer organlar arasında en sık görülenler; akciğer zarı, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır (menenjit).

VEREM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ; Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi. Solunum sistemi yakınmaları: Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.

Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir. Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir (lenf bezi büyümesi, idrarda kan, eklemde şişlik vb.). İki- üç haftadan uzun süren ve non-spesifik antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürükte verem hastalığından şüphelenmek gerekir.

VEREM TANISI; Verem hastalığının kesin tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir. Hastanın semptomları ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar yavaş gelişir. Akciğer veremi akciğer röntgen filminde bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler doktorun veremden şüphelenmesine yol açar. Verem tanısında kullanılan deri testi (TDT) vücutta mikrobun olduğunu gösterir. Enfeksiyon veya hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi ilgili doktor yapar.

VEREMİN TEDAVİSİ; Toplum Sağlığı Merkezi Verem Savaşı Dispanseri Birimlerinde (VSD) veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir. Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Yeni verem hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay 4 farklı ilaçla ve dört ay 2 ayrı ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır. Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler.

Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.

DİRENÇLİ VEREM; Tüberküloz tedavisinde ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez. Tam tersine tedavisi güç bir duruma gelir. Bu duruma dirençli tüberküloz denir. Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) (İzoniyazid ve Rifampisin’e direnç) tüm dünyada önem arz etmektedir.

Ülkemizde dirençli verem hastalarının tedavisi Ankara Atatürk, İstanbul Yedikule, İstanbul Süreyyapaşa, İzmir Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ve bazı üniversite hastanelerinde yapılmaktadır.

TEMASLI MUAYENESİ VE KORUYUCU TEDAVİ; Bulaştırıcı verem hastası ile aynı havayı paylaşan ve verem basiline maruz kalan kişilere “temaslı” denilir. Verem hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini önlemek ve verem enfeksiyonu olan kişide verem hastalığı gelişimini önlemek amacıyla koruyucu ilaç tedavisi verilmektedir. Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır. Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenlere tedavi edilir. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu ilaç tedavisi verilir. Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.

VEREM AŞISI - BCG (BACİLLE CALMETTE GUERİN); BCG aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve ağır seyreden verem hastalığını (menenjit ve miliyer TB) önlemede çok etkilidir. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere aile sağlığı merkezleri ve verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Aşı zamanı geçirilirse, 6 yaşa kadar yapılabilir, ancak bu durumda önce tüberkülin deri testi (TDT-PPD) yapılması gerekir.

verem-haftasi2.jpg